İlçemizde Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü anma etkinlikleri kapsamında 18 Mart Pazar günü Kaymakamlık binası önünde, saygı duruşu ve istiklal marşı sonrası anıta çelenk konuldu.
Tören sonrası kurum amirlerini makamında misafir eden İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sayın Alparslan KILIÇ’ın ilçe merkezindeki şehit ailelerini ziyareti akabinde Pazar günü etkinlikleri sonlandırıldı.
19 Mart Pazartesi günü ise İlçe Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda bir Anma Programı gerçekleştirildi. Öğrenciler ve halkın katılım sağladığı programda konuşma yapan Sayın KILIÇ’ın konuşma metnini aşağıda bulabilirsiniz.
Program; saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasının ardından konuşmalar, şiirler, oyunlar ve slaytlar eşliğinde Şehit ve Gazilerimiz anılarak sonlandırıldı. Program sonrası yine İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekilimiz ve kurum amirleri ile ilçe dışındaki şehit aileleri de ziyaret edildi.
Şehitlerimizi anma gününde geleceğimizin teminatı çocuklarımızı sevindirmeyi de ihmal etmeyen Sayın KILIÇ köyde gerçekleştirdiği şehit ailesi ziyareti sonrası köy meydanında çocuklara hediye dağıttı.
18 Mart Şehitleri Anma Günü kapsamında İlçe Halk Eğitim Merkezinde düzenlenen programa İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekilimiz Sayın Alparslan KILIÇ, daire amirleri, vatandaşlar ile öğrenci ve öğretmenler katıldı. Kaymakam ve Belediye Başkan Vekilimiz Sayın Alparslan KILIÇ burada yaptığı konuşmada:
“Bugün tarihimizin şanlı sayfalarından biri olan Çanakkale zaferinin yeni bir yıl dönümünü kutluyoruz. Çanakkale zaferi tarihin eşine az rastlanır en büyük kahramanlık destanlarından biridir ve millet olarak tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen düşmana karşı vatansever duygularla fedakarca ve cesaretle hareket ederek büyük başarılara ulaşılabileceğine insanlık tarihine öğreten büyük bir destandır.
Çanakkale zaferi birinci dünya savaşı kurtuluş savaşlarımız yabancı güçlere karşı İngiliz’ine, Fransız’ına. İtalyan’ına, Yunanına karşı verilmiş bir mücadelenin sonunda kazanılmış bir zaferdir. Peki bu yabancı ülkeler neden bizim ülkemizdeydi? Amaçları neydi? Amaçları vatanı işgal etmek, topaklarımızı bölmek, ezanımızı susturmak ve bizleri onlara mahkum bir halde yaşatmak.
Peki biz bu işgallerden nasıl kurtulduk? Bir olarak, birlik içerisinde hareket ederek… Hepimizin dedeleri ataları cepheye koştu ölmeye koştu. Tek bir gayeleri bizlere bu toprakları emanet etmekti. Bizler huzur içerisinde güvenli bir şekilde yaşayalım diye…
Bunlar 1915’lerde, 1920’lerde olan hadiselerdi. Aradan yaklaşık 100 yıl geçti. Bugüne geldiğimizde aslında bu Anadolu topraklarında yabancı ve emperyalist güçlerin bizim birlik beraberlik ve kardeşliğimizi sindiremeyen ve bu topraklarda gözü olan iradenin hala bu oyunlara devam ettiklerini görüyoruz. Ama artık yöntem değiştirdiklerini görüyoruz. Nedir yeni yöntemler?
Bu ülkenin insanını, bu ülkenin ekmeğini yemiş suyunu içmiş insanını, bu devletin üzerine evladı gibi titrediği yatırım yaptığı insanını kandırarak-aldatarak yine bu ülkenin üzerine salmak. Bu insanlar öyle gaflet ve ihanet içerisindeki, eline silah alıp dağa çıkabiliyor ya da 15 Temmuzda olduğu gibi darbeye karışabiliyor.
Bizler 1915’lerde, 1920’lerde vatanımız bölünmesin, huzurumuz kaçmasın, ezanımız susmasın, anamız babamız, çoluk çocuğumuz huzur içinde güvenlik içerisinde yaşasın diye İngiliz’ine, Fransız’ına, Yunanına verdiğimiz mücadeleyi bugün PKK ve FETÖ gibi dış güçlerin maşası terör örgütlerine karşı vermek zorunda kalıyoruz.
Bakın bunlarla mücadele için binlerce insanımızı şehit verdik. Suçsuz masum binlerce 20’li yaşlarındaki insanımızı genç yaşlarda kara toprağa verdik. Bu insanların hiçbir suçu yoktu. Tek gayeleri bizlerin huzuru için vatan topraklarını beklemekti. Onlar bugün milyonlarca insanımızın duası ile öbür dünyaya gittiler ama onları alçakça şehit eden vatan hainleri ise milyonlarca insanın bedduası ile ölmek zorunda kaldılar.
Tek bir Vatanımız var. Tek bir Milletiz. Tek bir Bayrağımız var. Hepimiz kardeşiz… Bu tekliği bozmaya yeltenen herkes haindir. Bu millet onları asla affetmeyecektir ve bu devlet onları asla cezasız bırakmayacaktır… Bu vatan bölünmeyecek, bu bayrak inmeyecek, bu ezanlar susmayacak ve her kim buna cüret ederse bedelini en ağır şekilde ödeyecektir. Hem bu dünyada ödeyecek hem de öbür dünyada ödeyecektir.
Bugün aramızda şehit ailelerimiz ve gazi ailelerimiz de var. Onları da bugün aramızda görmekten büyük bir mutluluk ve şeref duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen evlatlarının, kardeşlerinin acılarını hala hissettiklerini biliyoruz. Belki bir evlat ya da bir kardeş kaybettiler ama milyonlarca evlat ve kardeş kazandılar. Çünkü kalbinde vatan sevgisi olan herkesin kendilerini öz babalarından ya da öz kardeşlerinden farklı görmediklerini bilmelerini istiyorum.
Yine buradaki tüm öğrencilerimizin de ilerde devletine ve milletine bağlı kişiler olarak yetişeceğini, biliyorum ve hepsinin gözlerinden öpüyorum. Öğretmenlerimizin de onlara sahip çıkacağına üzerlerine titreyeceğine ve onları hayırlı evlatlar olarak bu ülkeye kazandıracaklarına ve büyük Türkiye’ye hep birlikte el ele ulaşacağımıza inanıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm aziz şehitlerimiz rahmetle anıyor, tüm gazilerimize de yaşamayanlarına yüce Allah’tan rahmet, yaşayanlarına selamet diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.” dedi.